İş dünyasında teknolojiye yaklaşım, adeta bir kültür meselesi gibi. Genelde çalışanların Office ürünlerine ne kadar hakim oldukları, hem kişisel meraklarına hem de kurum kültürüne bağlı.
Bazı yerlerde insanlar Excel'in sadece dört işlemden ibaret olmadığını, Word'ün bir tez yazma canavarına dönüşebileceğini, Outlook'un sadece e-posta değil, zaman yönetimi aracı olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu tür yerlerde sürekli eğitim, yeniliklere açık olma ve dijital becerilerin önemsenmesi hakim.
Ama tabii ki bir de diğer uç var: “Biz bunu hep böyle yaptık, niye değiştirelim ki?” diyenler. Bu yaklaşım genellikle zamanla yarışan, kısa vadeli çözümlere odaklanan veya dijital dönüşümü risk gibi gören ortamlarda daha sık görülüyor. Excel’de hâlâ elle hücre boyayanları, Word’ü daktilo gibi kullananları görünce insan ister istemez gülümsüyor.
Bence önemli olan, “yenilik” kelimesinden korkmamak. Office araçları, sadece işleri hızlandırmak için değil, aynı zamanda daha verimli, daha yaratıcı ve daha bağlantılı çalışmak için var.